İstanbul’dan Anadolu’ya doğru yola çıktığımda ilk durağım hep Düzce olur. Yanı başımızdaki bu cennet yer yılın her dönemi gerek motosikletçiler, gerek kampçılar için çok keyifli rotalara sahip. Düzce, o kadar uzaklara gitmeden de hem yeşil hem mavinin eşsiz güzelliklerine ulaşma imkanı sunuyor bize. İstanbul ve Ankara’nın ortasındaki Düzce yaylaları, gölleri, şelaleleri ve sakin plajları ile ziyaret edilmeyi fazlasıyla hak ediyor.
Bolu ve civarındaki doğal güzelliklerden bahsedilince Yedigöller ve Abant dışında pek adı bilinen yer olmuyor. Oysa Düzce’nin şelaleler ile süslenmiş yaylaları ilk kez gelenleri, neden daha önce buraları atlamışım dedirtecek kadar büyüleyici, özellikle bahar aylarında.
Düzce Ovası’nı çevreleyen Elmacık Dağları ve yaylaların hepsi motosiklet, bisiklet ve doğa yürüyüşçüleri için harika rotalar barındırıyor. Aynı zamanda birçok su kaynağı bulunduran bu bölge tam bir kamp cenneti. Hatta Doğu Karadeniz’in artık popüler olmuş, Arap akınına uğramış bazı yaylalarından çok daha bakir, konaklama çok daha ucuz. Ayrıca Doğu Karadeniz’e göre yaylaların daha alçak olması ve daha az yağış alması da ulaşım kolaylığı sağlıyor.
Düzce son yıllarda kendi güzelliğini ve eko-turizm potansiyelini keşfetti. Belki de kendini tanıtabilmeye yeni başladı demeliyim. İlk başlarda doğa yürüyüşü ve kamp meraklılarını bu bölgeye geliyordu. Artık gerek rafting, gerek motorsporları meraklıları da Düzce adını daha sık duymaya, buralara gelmeye başladı.
Kardüz Yaylası
Elmacık Dağları üzerindeki Kardüz Yaylası 1830 metre rakımlı, Düzce’nin en yüksek noktası ve bu bölgenin en bilinen yaylası. İçme suyu ve tuvalet bulunan yayla kamp yapmak için çok uygun. Fakat konaklamak için pansiyon falan yok. Yaylaya ulaşım da zor değil. Gölyaka ilçesinden ulaşılan yayla yolu son kısımları hariç düzgün asfalt. Kardüz’e yağan kar ilkbaharın sonuna kadar kalıyor, aklınızda olsun.
Gölyaka’dan 28 km yol katederek ulaşılan yaylaya Gölyaka merkezden itibaren tabelaları takip edip gidebilirsiniz. Yayla yolu boyunca göknar, kayın, ıhlamur, çınar, gürgen ve ceviz ağaçları size eşlik ediyor.
Kardüz Yaylası öncesi Yanık Yaylası’na ulaşıyorsunuz. Aslında Kardüz yaylasına dar patikalardan çıkan orman yolları da var ama sakın gps olmadan denemeyin, çok fena kaybolursunuz. Biz test ettik.
ardüz dışında Düzce’de Topuk, Eğrelti, Sakarca, Sinekli, Çiçekli, Koca, Şehirli, Torkul, Odayeri, Derinoba, Sırık, Sırıkyanı, Derebalık, Hira, Pürenli, Balıklı, Kelik, Kütüklü, Sakarca, Oflu, Eğrelti, Yanık, Abaza yaylaları bulunuyor. Bu yaylalar içinde Sinekli’ye giden yolu ve Sinekli’den Bolu Abant Gölü’ne inmeyi herkese tavsiye ederim. Yolun çoğunun toprak olduğunu söylemeliyim ve enduro motosikletiniz yoksa hemen almanızı şiddetle tavsiye ederim.
Peki yaylalar dışında nereler gezilir, neler yapılır?
Melen Çayı
Efteni Gölü’nden doğup Karadeniz’e dökülen Büyük Melen Çayı hem İstanbul’a içme suyu hem de adrenalin tutkunlarına rafting imkanı sağlıyor. Cumayeri Dokuzdeğirmen Köyü’nden itibaren 13 km boyunca rafting güzergahı bulunuyor. Küçük Melen ise, Yığılca ilçesi dağlarından doğarak 63 km sonra Efteni Gölü’ne ulaşıyor.
Samandere Şelalesi
Düzce merkeze 25 km uzaklıktaki Samandere Şelalesi, Türkiye’nin ilk tabiat anıtı olarak tescil edilmiştir. Şelale ve çevresi zengin bitki örtüsüne sahip olmasının yanı sıra anıt ağaçları, çağlayan ve cadı kazanı gibi ilginç doğal özellikleri barındırıyor. Cadı kazanının yanındaki Anıt Ağaç niteliğindeki koruma altındaki 800 yaşındaki porsuk ağacı 15 metre boy, 110 santim çap olarak bölgedeki ormanlarda bulunan ağaçların en büyüğüdür. Şelaleye ulaşım Beyköy üzerinden sağlanıyor ve yolu tamamen asfalt.
Güzeldere Şelalesi
Güzeldere Şelalesi, Gölyaka’ya 10 km uzaklıkta Bıçkı Deresi üzerinde 120 metre yükseklikteki kayaların üzerinden dökülür. Orman içi dinlenme yeri olarak işletilen Güzeldere Şelalesi aynı zamanda günübirlik piknik için gelenleri de ağırlıyor.
Yığılca
Yedigöller Milli Parkı’na 35 km uzaklıktaki Yığılca; Saklıkent, Yoğunpelit Şelaleleri, Sarıkaya ve Gökçeağaç Mağaraları gibi birçok güzelliğe sahip. Yedigöller’e Yığılca üzerinden giderseniz yol üzerinde hem nefis manzaralı yollardan hem de şirin köylerden geçeceksiniz.
Düzce’nin denizle buluştuğu Akçakoca Karadeniz’in en güzel yeri diyemem ama Düzcelilerin yazın kaçış noktası konumunda. Akçakoca’da benim ilgimi çeken yer, şehir merkezinden çok Edilli sahili ve buradaki kamp alanları. Özellikle de çok az kişinin bildiği Deniz Kamp benim için kafa dinleme yeri. Gerçi bizde hafta sonları kamp alanları bile piknikçi yerine dönüşüyor bir anda ama olsun.
Nerede Kamp Yapılır?
Pürenli Yaylası kamp yapmak için ilk tercihiniz olsun. Ayrıca Şimşirlik Kamp Alanı yaylaların eteklerinde harika bir kamp yeri. Tesisin sahibesi belgesel yönetmeni Sezgin Türk, yaşadığı yerin doğasını bozacak hiçbir şey yapmamış. Samandere Şelalesi yolu üzerindeki kamp alanını herkese tavsiye ediyorum.
Düzce rotası için kaç gün ayırmalıyım?
İstanbul’dan Düzce’ye otobandan (220 km) yaklaşık 2-2.5 saatte ulaşacaksınız. Size tavsiyem buraya 4-5 gün ayırmanız olacak. İlk gün Samandere şelalesini ziyaret edip Şimşirlik’te kamp yapmanız, yada pansiyonda konaklamanız. İkinci gün motorunuzu yaylalara sürün. Kamp malzemeleriniz sağlamsa Pürenli yada Kardüz’de kamp yapın. Çünkü yazın bile Düzce yaylaları serin olacaktır. Üçüncü gün Cumayeri’ne gidip rafting yapmanız ve Nehirevi’de kamp yada ağaç evlerde kalmanız. Buradan kuzeye denize doğru sürüp Edilli sahilinde yolculuğunuzu Karadeniz’in az kalmış bakir plajlarında sonlandırmanız tüm yol yorgunluğunu unutturacak. Bu rota kesinlikle denemeye değecek.